Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.
- My books are in Romanian; hers are in English.
Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?
- Have you made a speech in English before?
Katsuko sınıfını İngilizce olarak yönetiyor.
- Katsuko leads her class in English.
O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.
- He expressed himself very well in English.