ilkesiz

listen to the pronunciation of ilkesiz
Турецкий язык - Английский Язык
unprincipled

Do you think Tom is unprincipled? - Tom'un ilkesiz olduğunu düşünüyor musunuz?

lacking moral values
{a} not duly instructed, profligate
Being without principles; especially, being without right moral principles; also, characterized by absence of principle
{s} immoral, unscrupulous, lacking principles
having little or no integrity
lacking principles or moral scruples; "freedom from coarse unprincipled calumny"- A E Stevenson
having little or no integrity lacking principles or moral scruples; "freedom from coarse unprincipled calumny"- A
disapproval If you describe a person or their actions as unprincipled, you are criticizing them for their lack of moral principles and because they do things which are immoral or dishonest. It is a market where people can be very unprincipled and unpleasant. the unprincipled behaviour of the prosecutor's office during the crisis. = unscrupulous principled. not caring whether what you do is morally right = unscrupulous
Stevenson
ilke
principle

There is a fixed standard in the king's principles. - Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.

You must live up to your principles. - İlkelerine uyarak yaşamalısın.

ilke
{i} tenet
ilke
{i} basis
ilke
motto
ilke
{i} guideline
ilke
principal
ilke
(Dilbilim) maxim
ilke
rule

Majority rule is a basic principle of democracy. - Çoğunluk kuralı demokrasinin temel ilkesidir.

ilke
teaching
ilke
(Ticaret) norm
ilke
precept
ilke
gospel
ilke
cause

When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals. - Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

ilke
rudiments
ilke
law
ilke
principle; element, basic unit; basis
ilke
basic unit: Atomlar, cisimleri oluşturan ilkelerdir. Atoms are the basic units of which material things are composed
ilke
doctrine
ilke
canon
ilke
keynote
ilke
principle; (a) fundamental, (an) essential
ilke
(Hukuk) basis, principle
İlke
policy

That would violate our policy. - Bu bizim ilkelerimizi ihlal eder.

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

Английский Язык - Английский Язык

Определение ilkesiz в Английский Язык Английский Язык словарь

ilke
Same - Geoffrey Chaucer
ilke
Same
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ilkesiz в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ilke
Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, öge, unsur
ilke
Davranış kuralı: "Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır
ilke
Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, prensip
ilke
Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip
ilke
Prensip
ilke
Temel bilgi
ilke
Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip: "İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı."- H. Taner
ilke
Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma."- N. Ataç
ilke
Davranış kuralı
İLKE
(Osmanlı Dönemi) Bak: Unsur - Umde - Mebde
İlke
(Hukuk) UMDE
ilkesiz
Избранное