I have so many things I don't need.
- İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
Europe doesn't need anyone.
- Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.
You won't be needing that where you're going.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
Tom may take all the time he needs.
- Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir
The older you get, the less sleep you need.
- Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.
I suddenly needed a car.
- Aniden bir arabaya ihtiyaç duydum.
I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.
- Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor.