Английский Язык - Турецкий язык
Определение great emotion в Английский Язык Турецкий язык словарь
- incandescence
- {i} akkorluk
- incandescence
- {i} parlaklık
- passion
- ihtiras
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
-It was a very passionate love affair.
- passion
- hastalık
- passion
- hırs
Mary işi hakkında çok hırslı.
-Mary is very passionate about her work.
Politika konusunda daima çok hırslı oldum.
-I have always been very passionate about politics.
- passion
- tutku
O, tutkularını bastırdı.
-He subdued his passions.
Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
-What are some things you are passionate about?
- passion
- düşkünlük
- passion
- ani öfke
- passion
- (Tıp) Kuvvetli his (heyecan, hırs, v.s.)
- passion
- {i} güçlü duygu; tutku; hırs
- passion
- (Tıp) Acı, ağrı, ıstırap
- passion
- {i} şehvet
Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
-Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
- passion
- hazreti isa'nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı
- passion
- (Tıp) Merak, delilik
- passion
- {i} sevda, aşk
- passion
- {i} hiddet, öfke
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение great emotion в Английский Язык Английский Язык словарь
- passion
- incandescence
great emotion
Расстановка переносов
great e·mo·tionТурецкое произношение
greyt îmōşınПроизношение
/ˈgrāt əˈmōsʜən/ /ˈɡreɪt ɪˈmoʊʃən/
Resimler
История
Избранное