Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
It sounds like they're not going to leave.
- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
The girl vanished like magic.
- Kız, sihir gibi kayboldu.
Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
Tom stared at Mary icily.
- Tom Mary'ye buz gibi baktı.
Deliveries will continue as usual.
- Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
You look very pretty, as usual.
- Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyorsun.
We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us.
- Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.
- Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
Layla survived the ice-cold night.
- Leyla buz gibi geceyi atlattı.
Tom fell into the ice-cold water of the river.
- Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
The banana was brown and mushy.
- Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
I'd rather die now than vegetate for fifty more years.
- Elli yıl daha ot gibi yaşamaktansa şimdi ölmeyi tercih ederim.
He has a will of steel.
- Çelik gibi bir iradesi var.
My hands and feet were as cold as ice.
- Ellerim ve ayaklarım buz gibi soğuktu.
Jackson's eyes grew as cold as ice.
- Jackson'ın gözleri buz gibi soğuklaştı.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
Her dog started barking like crazy.
- Onun köpeği deli gibi havlamaya başladı.
Tom ran like crazy to catch up with Mary.
- Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.