Tom Boston'a taşınmak zorunda olduğunu anladı.
 - Tom just found out that he has to move to Boston.
Tom onun Mary'nin babası olduğunu henüz anladı.
 - Tom has just found out that he's Mary's father.
Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş!
 - I cannot grill this meat. It has gone bad!
İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.
 - Arriving at the station, I found my train gone.
O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
 - She may have gone out to do some shopping.
Tom bütün gece kayıp.
 - Tom has been gone all night.
Tüm kitaplarım kayıp.
 - All my books are gone.
Tom sadece on beş dakika kendinden geçmişti.
 - Tom was only gone for fifteen minutes.
Bisikletimi kaybolmuş buldum.
 - I found my bicycle gone.
Tom'un ölmüş olduğuna inanamıyorum.
 - I can't believe that Tom is gone.
Ertesi sabah o ölmüştü.
 - The next morning, he was gone.