Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
- These insects are widely distributed.
İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.
- English is by far the most widely-spoken language in the world.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
He travelled far and wide.
He has read and traveled extensively.
... that originated in lndia but is used extensively in the Arab world. ...
... growth? Again, the matter is studies and debated extensively. ...