Çayına süt koydu ve onu karıştırdı.
- He put milk into his tea and stirred it.
Bir kaşıkla kahvesini karıştırdı.
- She stirred her coffee with a spoon.
Bir gürültü beni uykumdan uyandırdı.
- A noise aroused me from my sleep.
Sen benim ilgimi uyandırdın.
- You've aroused my interest.
Sen benim ilgimi uyandırdın.
- You've aroused my interest.
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
- Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.