elbet

listen to the pronunciation of elbet
Турецкий язык - Английский Язык
sure

I'll be there for sure. - Elbette orada olacağım.

If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries. - Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

certainly

I will certainly need a car. - Elbette bir arabaya ihtiyacım olacak.

Certainly he is independent of him. - Elbette o ondan bağımsızdır.

certainly, decidedly, surely
surely

Surely you don't really believe that, do you? - Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?

If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries. - Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

of course

She can speak English, of course. - O, İngilizce konuşabilir, elbette.

I will help you, of course. - Sana yardım edeceğim, elbette.

Турецкий язык - Турецкий язык
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
Kuşkusuz
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
elbette