He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
- O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
May I have your birth date?
- Doğum tarihinizi alabilir miyim?
No one can have three different birth dates.
- Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
- Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
If I were to be born a second time, I would like to be Canadian.
- Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün onyedinci doğumgünümdü.
A newborn baby is 78 percent water. Adults are 55-60 percent water.
- Yeni doğmuş bir bebeğin yüzde 70'i sudur. Yetişkinlerin yüzde 55-60'ı sudur.
A newborn baby is liable to fall ill.
- Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.
If I were reborn, I would want to learn the violin.
- Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.
I feel like I've been reborn.
- Yeniden doğmuşum gibi hissediyorum.