Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
- All those who take up the sword shall perish by the sword.
Onların hepsi sadece kızları götürmek için buradalar.
- All of them are just here to pick up girls.
Parlayan her şey altın değildir.
- All that glitters is not gold.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
- All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
- I completely walked ten miles.
O onun niçin kızdığını tam olarak anlamadı.
- He completely failed to understand why she got angry.
Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.
- A person cannot understand another person completely.
Para bütün kötülüğün köküdür.
- Money is the root of all evil.
Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
- The news was all about the collapse of the Soviet Union.
Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
- I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
- I'm totally and completely in love with you.
O bütünüyle yanlış değil.
- That's not completely wrong.
Bu bütünüyle benim hatam.
- This is completely my fault.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Biz düpedüz gafil avlandık.
- We were completely taken by surprise.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
O özbeöz Amerikalı bir adamla evlenmek istedi.
- She wanted to marry an all-American man.
Parlayan her şey altın değildir.
- All that glitters is not gold.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
O tümüyle siyah giyindi.
- She was dressed all in black.
O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
- It's all about sentences. Not words.
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
- Tom can't be all that bad.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Ben senin yaşındayken, Virgil ve diğerlerinin hepsini ezbere bilirdim.
- When I was your age, I knew Virgil and all the others by heart.
Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.
- A person cannot understand another person completely.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Leave the yarn in the dye overnight so the color soaks through.
outfit.
He was wide awake.
He is completely mad.
Tom ignored all of Mary's warnings.
- Tom disregarded Mary's advice completely.
We were totally exhausted from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.
... and becomes convinced that Americans are completely ...
... colony. And it would be completely underwater. So that would be a terrible thing to happen. ...