close to; in the vicinity

listen to the pronunciation of close to; in the vicinity
Английский Язык - Турецкий язык

Определение close to; in the vicinity в Английский Язык Турецкий язык словарь

close by
civarında
close by
yanı başında
close by
yakınında
near
yakınlarda

Yakınlarda bir çiçek mağazası var. - There is a flower shop near by.

Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musunuz? - Would you know a cheap hotel in the near?

near
az kalsın

Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu. - He was nearly hit by the car while crossing the street.

close by
e yakın
near
yakında

Yakında bir telefon var mı? - Is there a telephone near by?

Yakında bir telefon var mı? - Is there a telephone nearby?

near
{f} yaklaş

Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar. - The dictionary gathers nearly half a million words.

O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor. - He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.

close by
{e} yanında
close by
yakında

Bizim öğretmen yakında yaşıyor. - Our teacher lives close by.

Yakında bir postane var. - There is a post office close by.

close by
{e} çok yakın
close by
-e yakın
near
{s} eli sıkı
near
(sıfat) yakın, samimi, eli sıkı, cimri
near
(zarf) yakın, yakında, yaklaşık olarak, hemen hemen
near
yakınında

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti. - In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.

Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm. - Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.

near
ne
near
neredeyse

Neredeyse boğuluyordum. - I came near to being drowned.

O çift neredeyse her gece içer. - That couple gets soused nearly every night.

near
sıkı

Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk. - We nearly had an accident when the car brakes jammed.

near
hemen hemen

İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık. - When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.

Biz hemen hemen hazırız. - We're pretty near done.

Английский Язык - Английский Язык
{e} near
{e} close by
close to; in the vicinity
Избранное