The two sides clashed several times.
- İki taraf birçok kez çatışmaya girdi.
The telephone rang several times.
- Telefon birçok kez çaldı.
He looked back at us many times and walked away.
- O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
I've seen Tom on TV many times.
- Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
Tom has done that plenty of times.
- Tom onu birçok kez yaptı.
That's happened to me plenty of times.
- Bu birçok kez başıma geldi.