The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
Can you please reduce the volume of the music?
- Lütfen müziğin sesini azaltır mısın?
The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
- Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
She tried to lessen her expenses.
- Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.
I need medicine to lessen the pain.
- Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
Japan's consumption of rice is decreasing.
- Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
Sales have decreased these days.
- Satışlar bugünlerde azaldı.