The hunter explored the appearance of the sky.
- Avcı gökyüzünün görünümünü araştırdı.
Tom thought that Mary would make a good bounty hunter.
- Tom Mary'nin iyi bir kelle avcısı olacağını söyledi.
The king was a great huntsman.
- Kral büyük bir avcıydı.
I want to be a storm chaser.
- Bir fırtına avcısı olmak istiyorum.
Did you see the shooter's face?
- Avcının yüzünü gördün mü?
That old trapper lived in California.
- Şu yaşlı avcı Kaliforniya'da yaşadı.
The Sacramento Chronicle writes frequently about that old trapper.
- The Sacramento Chronicle sık sık o yaşlı avcı hakkında yazar.
The hunter put ammunition in the gun.
- Avcı silaha cephane koydu.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
Hunting is banned in national parks.
- Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Eagles, falcons and hawks are birds of prey.
- Kartallar, doğanlar ve şahinler avcı kuşlardır.
The fighter plane released its bombs.
- Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
Rhinos are killed by poachers for their horns.
- Gergedanlar, boynuzları için kaçak avcılar tarafından öldürüldü.
These poachers must be caught.
- Bu kaçak avcılar yakalanmalı.