as well as to

listen to the pronunciation of as well as to
Английский Язык - Турецкий язык
yani olarak
as well as
hem de

O hem çekici hem de çalışkandır. - She is charming as well as diligent.

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. - He speaks French as well as English.

as well as
birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. - Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.

as well as
hem ... hem de ...: He gave me money
as well as
kadar iyi: He writes well, but not as well as Eşref. İyi yazıyor, ama Eşref kadar iyi değil
as well as
yanısıra
as well as
yanı sıra

Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır. - Television enlightens the viewers as well as entertains them.

Müziğin yanı sıra o sporları da sever. - He likes sports as well as music.

as well as
kadar

Linda Meg kadar iyi dans edebilir. - Linda can dance as well as Meg.

Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır. - The rich have troubles as well as the poor.

as well as
ilaveten
as well as
böyle olmakla birlikte
as well as
bu bir tarafa
as well as
kadar iyi

O, İngilizceyi benim kadar iyi konuşur. - She speaks English as well as I.

Tom kadar iyi tenis oynayamam. - I can't play tennis as well as Tom.

as well as
hem

Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı. - They were rich as well as happy.

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. - He speaks French as well as English.

as well as
olduğu kadar

Zengin olduğu kadar yakışıklı da. - He is handsome as well as rich.

Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum. - I think that globalization has negative effects as well as positive.

as well as
olmakla beraber
as well as
ilaveten bu bir tarafa
as well as
olmakla birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

as well as
gibi
as well as
-e kadar
as well as
ek olarak
as well as
ile birlikte
as well as
olduğu gibi

Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem. - I wish I could still swim as well as I used to.

Английский Язык - Английский Язык

Определение as well as to в Английский Язык Английский Язык словарь

as well as
In addition to; further to

As well as the obvious financial benefits, the merger will allow us some breathing room with regards to R&D.;.

as well as
too; likewise; in addition
as well as
also; as well

The moon as well as the stars were shining down on them.

as well as
in addition to, and also, and likewise, besides
as well as
In addition to: "The rhetoric , as well as the reasoning, is appreciated" (Benno C. Schmidt, Jr.)
as well as to

    Турецкое произношение

    äz wel äz tı

    Произношение

    /ˈaz ˈwel ˈaz tə/ /ˈæz ˈwɛl ˈæz tə/
Избранное