Турецкий язык - Английский Язык
Определение adliyeci в Турецкий язык Английский Язык словарь
- specialist in judicial affairs
- adliye
- courthouse
The woman left and went to the courthouse, where she waited in line again.
-Kadın ayrıldı ve tekrar kuyrukta beklediği adliyeye gitti.
You can get it at the courthouse, the clerk added.
-Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.
- adliye
- court house
- adliye
- justice
- adliye
- judiciary
- adliye
- judicature
- adliye
- the activities of the courts
- adliye
- court system
- adliye
- (administration of) justice
- adliye
- court of law
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение adliyeci в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Adliye kuruluşunda meslek görevlisi
- ADLİYE
- (Osmanlı Dönemi) Mahkeme. Muhakeme işleriyle uğraşan daire. (Adliyede, adalet hakikatı ve müracaat eden herkesin hukukunu bilâ-tefrik muhafazaya, sırf hak namına çalışmak vazifesi hükmettiğine binaendir ki; İmam-ı Ali (RA), hilafeti zamanında bir yahudi ile beraber mahkemede oturup, muhakeme olmuşlar. Ş.)
- adliye
- (Osmanlı Dönemi) mahkeme; muhâkeme işleriyle. uğraşan dâire
- adliye
- Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları
- adliye
- Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı: "Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler."- R. Enis
- adliye
- Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı
Связанные Термины
adliyeci
Расстановка переносов
ad·li·ye·ciResimler
История
Избранное