a thing done, deed, battle, suit at law, gesture, exercise, operation

listen to the pronunciation of a thing done, deed, battle, suit at law, gesture, exercise, operation
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a thing done, deed, battle, suit at law, gesture, exercise, operation в Английский Язык Турецкий язык словарь

action
{i} eylem

Avukat eylemin rotasını belirledi. - The lawyer determined his course of action.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

action
{i} etki

Hareketlerinin neden olduğu etkileri anladığını sanmıyorum. - I don't think you understand the repercussions your actions have caused.

Başka ülkelerin işgali utanç verici bir etkinliktir. - The invasion of other countries is a shameful action.

action
{i} çarpışma
action
is
action
inandırıcı
action
(Avcılık) mekanizma
action
(Muzik) tel yüksekliği
action
savaş

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

Tom, savaş sırasındaki eylemleri için pişmanlık duymaya başladı. - Tom began to experience remorse for his actions during the war.

action
askeri harekât
action
hareket biçimi
action
davranış

Onun davranışları beni rahatsız ediyor. - Her actions disturb me.

Davranışlarımı açıklamak benim için zor. - It's hard for me to explain my actions.

action
hareket

Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir. - AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.

Tokyo harekete geçmede boşa zaman geçirmedi. - Tokyo wasted no time in taking action.

action
kuvvet
action
{i} dava

Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı. - The actions she took were too careless, and she was left defenseless.

action
{i} çalışma
action
{i} olayların gelişimi
action
{i} amel
action
işlem

Başka bir işlem yapılmayacaktır. - No further action will be taken.

Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı. - Layla launched a legal action to gain custody of her three children.

action
(Avrupa Birliği) eylem;dava; davranış;tutum
Английский Язык - Английский Язык
{n} action
a thing done, deed, battle, suit at law, gesture, exercise, operation

    Расстановка переносов

    a thing done, deed, battle, suit at law, gesture, exercise, op·e·ra·tion

    Произношение

Избранное