a particular occasion

listen to the pronunciation of a particular occasion
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a particular occasion в Английский Язык Турецкий язык словарь

time
zamanı göre ayarlamak
time
zamanını/hızını kaydetmek
time
{i} tempo
time
(Kanun) önel
time
çarpı

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı. - Tom has been struck by lightning three times.

Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor. - My heart beats fast each time I see her.

time
dem

Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır. - I think it's time for me to say goodbye.

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı. - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.

time
süre

Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var? - How much time does she need to translate this book?

Oda uzun süredir boş. - The room has been empty for a long time.

time
çağ

O kale eski antik çağda inşa edilmiştir. - That castle was built in ancient times.

Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur. - The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.

time
vakit

O, yarın bu vakitte Londra'da olacak. - He will be in London at this time tomorrow.

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak. - He will be having dinner with her at this time tomorrow.

time
{i} zaman

Ne zaman geri döneceksin? - What time will you be back?

Zamanın ölçüsü nedir? - What are the measures of time?

time
{f} saat tutmak
time
{f} zamanlama yapmak
time
{i} doğum zamanı
time
{f} süre tutmak
time
{i} zaman, vakit: It'll take a long time. Çok zaman ister. It's time for bed. Artık yatma zamanı geldi. Now's exactly the right time! Şimdi tam
time
{f} zamanlama yap
time
{i} vade
time
(isim) zaman, aralık, vakit, çağ, süre, vade, uygun zaman, doğum zamanı, tempo, kere
Английский Язык - Английский Язык
time
a particular occasion

    Расстановка переносов

    a par·ti·cu·lar oc·ca·sion

    Турецкое произношение

    ı pırtîkyılır ıkeyjın

    Произношение

    /ə pərˈtəkyələr əˈkāᴢʜən/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr əˈkeɪʒən/
Избранное