Her child had been seriously ill for a week before Dr. Kim arrived.
- Dr. Kim gelmeden önce bir hafta boyunca çocuğu ağır hasta olmuştu.
She was not seriously injured.
- O ağır yaralı değildi.
Slow learners often don't want to go to school.
- Ağır öğrenenler sık sık okula gitmek istemezler.
I'm taking it slow right now.
- Şimdi ağırdan alıyorum.
It's good now; neither too heavy nor too light.
- O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
I think they should put a heavy tax on imports.
- Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.
Air traffic controllers are under severe mental strain.
- Hava trafik kontrolörleri ağır zihinsel yük altındadırlar.
He was subjected to severe criticism.
- Ağır eleştiriye maruz kaldı.
Thanks for the hard work.
- Ağır iş için teşekkürler.
The soldiers had artillery.
- Askerlerin ağır silahları vardı.
Barney was wounded seriously.
- Barney ağır şekilde yaralandı.
kodaman, önemli kimse.
My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
- Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
His dog is hard of hearing.
- Onun köpeği ağır duyar.
He will fight the heavyweight champion tomorrow.
- Yarın ağır siklet şampiyonu ile karşılaşacak.
All these goods are heavily taxed.
- Tüm bu mallar ağır biçimde vergilendiriliyor.
Were they heavily armed?
- Onlar ağır silahlı mıydı?
Barney was wounded seriously.
- Barney ağır şekilde yaralandı.
My pet dog was seriously ill.
- Benim evcil köpeğim ağır hastaydı.
Tom could've been badly hurt.
- Tom ağır yaralanabilirdi.
Tom's bag was badly damaged.
- Tom'un çantası ağır hasar gördü.
You look very dignified.
- Çok ağırbaşlı görünüyorsun.
Tom says I look dignified.
- Tom ağırbaşlı göründüğümü söylüyor.
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
He will fight the heavyweight champion tomorrow.
- Yarın ağır siklet şampiyonu ile karşılaşacak.
He will fight the heavyweight champion tomorrow.
- Yarın ağır siklet şampiyonu ile karşılaşacak.
I was heavily sedated.
- Ağır şekilde sakinleşmiştim.
The building was heavily damaged by fire.
- Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.