It's good now; neither too heavy nor too light.
- O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
- Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
Our current house is too small, so we decided to move.
- Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
I am going to leave my present job.
- Şimdiki işimi bırakacağım.
You must live in the present, not in the past.
- Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
Are you seeing anybody now?
- Şimdi birini görüyor musun?
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
Tom has probably figured out by now that Mary is John's girlfriend.
- Tom muhtemelen Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu şimdiye kadar anlamıştır.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
I can't get away from work now.
- İşten şimdi uzaklaşamam.
Can you please go away now?
- Şimdi gider misiniz, lütfen?
People mistakenly think that the past was better than the present.
- İnsanlar hatalı olarak, geçmişin şimdikinden daha iyi olduğunu düşünürler.
You must live in the present, not in the past.
- Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
For you to come out and say that kind of thing now would just be pouring oil on the fire.
- Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
My immediate boss is tough to please.
- Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
- Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
- Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
We're very busy just now.
- Biz şimdi çok meşgulüz.
I want you to take back what you said just now.
- Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.