You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
I cannot afford a camera above 300 dollars.
- Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
The blare of the radio burst upon our ears.
- Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.
I only wish I had the courage to act upon my impulses.
- Keşke dürtülerim üzerinde hareket etme cesaretim olsa.
I found this on the way to the supermarket.
- Ben bunu süpermarket yolu üzerinde buldum.
An airplane had flown over the mountain.
- Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
- Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
There is one apple on the desk.
- Sıranın üzerinde bir elma var.
He jumped across the puddle.
- O, su birikintisi üzerinden atladı.
Tom jumped across the mud puddle.
- Tom çamur birikintisinin üzerinden atladı.
Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
- Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
Within a few minutes Tom had eaten up all the food on the table.
- Tom masanın üzerindeki yemeği birkaç dakika içinde yemiş.
I worked on it day after day.
- Her gün onun üzerinde çalıştım.
They're working on it.
- Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
Tom advised Mary to take some time to think over her options.
- Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.
We have to think over the plan.
- Plan üzerinde düşünmek zorundayız.
I'm going to speak to you with utmost candor so I want you to take everything I'm about to say at face value.
- Seninle son derece açık yüreklilikle konuşacağım bu yüzden söyleyeceğim her şeyi üzerinde yazılı değerden almanı istiyorum.
Don't dwell on your past failures.
- Geçmiş hatalarının üzerinde durma.
Don't dwell on your past mistakes!
- Geçmiş hatalarının üzerinde durma!
Ekmek masanın üstünde.
- Ekmek masanın üzerinde.
Masanın üstündeki CD benim.
- Masanın üzerindeki CD benim.