çatlatma

listen to the pronunciation of çatlatma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение çatlatma в Турецкий язык Английский Язык словарь

çatlatmak
spring
çatlatmak
weather
çatlatmak
ride to death
çatla
{f} crack

Tom saw a crack in the wall. - Tom duvarda bir çatlak gördü.

There is a crack in the glass. - Bardakta bir çatlak var.

çatla
{f} flaw
çatla
{f} fracture
çatla
{f} cracked

Tom accidentally cracked his phone's screen. - Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.

Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked! - Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!

çatla
{f} flawed
çatlatmak
break
çatlatmak
crack
çatlatmak
fracture
çatlatmak
chap
çatla
fractured
çatlatmak
to crack, split
çatlatmak
to cause (someone, an animal) to die or almost die from (overeating, overdrinking, fatigue, or excessive crying)
çatlatmak
(deri) chap
çatlatmak
flaw
çatlatmak
craze
çatlatmak
split
çatlatmak
rift
çatlatmak
to crack, split, to fracture; (cildi) to chap; (atı) to ride to death
çatlatmak
to cause (someone) to be consumed with jealousy
çatlatmak
disrupt
çatlatmak
fissure
çatlatmak
brust
Турецкий язык - Турецкий язык
Çatlatmak işi
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek: "Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı."- Ö. Seyfettin. Çatlamasına yol açmak: "Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi."- H. E. Adıvar
çatlatmak
Çatlamasına yol açmak
çatlatmak
Aklını kaçırmak
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek
çatlatma
Избранное