çatlatma

listen to the pronunciation of çatlatma
التركية - الإنجليزية

تعريف çatlatma في التركية الإنجليزية القاموس.

çatlatmak
spring
çatlatmak
weather
çatlatmak
ride to death
çatla
{f} crack

He stopped up the crack with putty. - Çatlağı macunla tıkadı.

The hail cracked the window. - Dolu pencereyi çatlattı.

çatla
{f} flaw
çatla
{f} fracture
çatla
{f} cracked

The ice cracked under the weight. - Buz ağırlığın altında çatladı.

Tom accidentally cracked his phone's screen. - Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.

çatla
{f} flawed
çatlatmak
break
çatlatmak
crack
çatlatmak
fracture
çatlatmak
chap
çatla
fractured
çatlatmak
to crack, split
çatlatmak
to cause (someone, an animal) to die or almost die from (overeating, overdrinking, fatigue, or excessive crying)
çatlatmak
(deri) chap
çatlatmak
flaw
çatlatmak
craze
çatlatmak
split
çatlatmak
rift
çatlatmak
to crack, split, to fracture; (cildi) to chap; (atı) to ride to death
çatlatmak
to cause (someone) to be consumed with jealousy
çatlatmak
disrupt
çatlatmak
fissure
çatlatmak
brust
التركية - التركية
Çatlatmak işi
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek: "Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı."- Ö. Seyfettin. Çatlamasına yol açmak: "Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi."- H. E. Adıvar
çatlatmak
Çatlamasına yol açmak
çatlatmak
Aklını kaçırmak
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek
çatlatma
المفضلات