I felt like going out for a walk.
- Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.
I stayed at home instead of going out.
- Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.
Enlightenment is man's emergence from his self-incurred immaturity.
- Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.
Tom became popular among teenagers as soon as he made his debut on the screen.
- Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.
- Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
Would you like to go out to have a drink somewhere?
- Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
Does Tom know what time Mary's curfew is?
- Tom Mary'nin sokağa çıkma yasağının saat kaçta olduğunu biliyor mu?
What time is your curfew?
- Sokağa çıkma yasağın ne zaman?
Why do you want to quit?
- Neden çıkmak istiyorsun?
Are you sure you want to quit?
- Çıkmak istediğinden emin misin?
This car has enough power to go up the mountain easily.
- Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
I think it wouldn't be too hard to come up with a better system.
- Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.
- Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
There are two things you never turn down: sex and appearing on television.
- Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.
What would you do if war were to break out?
- Savaş çıksa ne yaparsın?
I left home without having breakfast yesterday.
- Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
You have to come out of there.
- Oradan çıkmak zorundasın.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
It is healthier to climb the stairs.
- Merdiven çıkmak daha sağlıklıdır.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
Please use this exit when there is a fire.
- Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Tom got out of prison after 30 years.
- Tom otuz yıldan sonra hapishaneden çıktı.
Tom exited the tunnel at 80 miles an hour.
- Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.
The old woman exited the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten çıktı.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
The robber emerged from the darkness.
- Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
Would you like to come out and play?
- Oyun oynamak için dışarı çıkmak ister misin?
You have to come out of there.
- Oradan çıkmak zorundasın.
Tom wants to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarı çıkmak istiyor.
Tom wanted to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarıya çıkmak istedi.
This car has enough power to go up the mountain easily.
- Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
I have to go up to our room and I forgot my key.
- Odama çıkmak zorunda kaldım ama anahtarımı unutmuştum.
I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
- Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
Your sudden appearance surprised me.
- Senin aniden ortaya çıkman beni şaşırttı.
His sudden appearance surprised us all.
- Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.
When will you start getting ready to leave?
- Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
- O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Benimle flört etmek ister misin?
- Benimle çıkmak ister misin?