Walking in the park, I found a baby bird.
 - Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
Baby animals are cute.
 - Yavru hayvanlar sevimliler.
The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
 - Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.
Kangaroos have a strange method of carrying their young.
 - Kanguruların yavrularını taşımak için garip bir yöntemi var.
The eaglet broke free of its shell.
 - Kartal yavrusu kabuğundan çıktı.
Reporter: Did you buy her a kitten?
 - Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?
I named the kitten Tama.
 - Kedi yavrusuna Tama adını verdim.
We looked for our lost puppy, but in vain.
 - Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.
The puppy licked her on the cheek.
 - Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.
It is great fun to play with a puppy.
 - Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli.
We looked for our lost puppy, but in vain.
 - Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
 - Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
The story about the separation of the two leopard cubs seems pretty trite to me.
 - İki leopar yavrusunun ayrılması hakkındaki hikaye bana oldukça basmakalıp gibi görünüyor.
The tiger cub looked like a large kitten.
 - Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.
Rabbits have many offspring.
 - Tavşanların çok sayıda yavrusu var.
Parents can pass many diseases on to their offspring.
 - Ebeveynler birçok hastalığı yavrularına geçirebilir.
She was a real ugly duckling as a kid.
 - O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.
The small duckling can swim.
 - Küçük ördek yavrusu yüzebilir.