- Определение write в Английский Язык Турецкий язык словарь
- yazmak Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var. -I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do. 
 O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz. -He never fails to write to his mother every week. 
 
- yazı yazma Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın. -You shouldn't write in library books. 
 Mary yazı yazmak istedi. -Mary wanted to write. 
 
- write in bir metne ilave yapma 
- yaz Lütfen bir dolmakalem ile yaz. -Please write with a pen. 
 Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var. -I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do. 
 
-  {f} bestelemek
- write down yazmak 
-  {f} yazı yazmak: He's learning to write. Yazı yazmayı öğreniyor
- nothing towrite ome about bahsetmeye değmez 
-  {f} yazarlık yapmak
-  {f} (bir şeyi) yazmak: Can you write your name? İsmini
-  {f} (wrote, writ.ten)
- yazma Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın. -You must not write a letter with a pencil. 
 Ann, şiir yazmayı sever. -Ann likes to write poems. 
 
- kaitplik etmek 
-  (Sigorta) sigortalamak
-  {f} mektup yazmak Mektup yazmak zorunda mıyım? -Do I have to write a letter? 
 Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim. -I intend to write a letter to Judy. 
 
- teklif etmek 
- yazı ile yermek 
-  {f} kâğıda dökmek
- kalem oynatmak 
- kaleme almak 
- yazı yazmak 
- written
- yazılı Tahtada yazılı olan benim adımdı. -Written on the blackboard was my name. 
 O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi. -He said the treaty must be approved as written. 
 
- writing
- yazım Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır. -The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters. 
 Benim yazım, konuşmamdan daha iyidir. -My writing is better than my speaking. 
 
- writing
- yazı Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir. -Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway. 
 O bazı arkadaşlarına yazıyor. -He is writing to some friends of his. 
 
- write down
- kaydetmek 
- write off
- silmek (borç) 
- write-protected
- (CD, DVD) Yazmaya karşı korumalı 
- write down
- nominal değerini düşürmek (mal) 
- write down
- not düşmek 
- write off
-  {i} hurda
- write off
- hurdahaş etmek (araba) 
- write poetry
- şiir yazmak 
- write a song
- şarkı yazmak 
- write access
-  (Bilgisayar) yazmak için erişim
- write copy
-  (Bilgisayar) yazma kopyası
- write current
-  (Bilgisayar,Teknik) yazma akımı
- write document
-  (Bilgisayar) write belgesi
- write down a report
- zabıt tutmak 
- write failure
-  (Bilgisayar) yazma hatası
- write of
- ile ilgili yazı yazmak 
- write off
-  (Ticaret) listeden çıkarmak
- write off
- hayatından çıkarmak 
- write off
- telafisi imkansız mali zarar 
- write off
-  (Ticaret) zarar yazmak
- write off
- mektupla başvurmak 
- write off
- başarısız olarak görmek 
- write off
- değersiz kılmak 
- write out
- kopyasını yazmak Sen kompozisyonunun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsin. -You don't have to write out a clean copy of your composition. 
 
- write protected
-  (Bilgisayar) yazmaya karşı korunmuş
- write protected
-  (Bilgisayar) yazma-korumalı
- write protected
-  (Bilgisayar) yazılmaya korunmuş
- write register
-  (Bilgisayar,Teknik) yazma belleği
- write something out
- bir şeyi yazıya dökmek 
- write up
- kaleme almak 
- write access
- Yazma Erişimi 
- write copy
- kopyalı yaz 
- write down
- yaz Lütfen adınızı yazın. -Please write down your name. 
 Adınızı ve adresinizi yazacağım. -I will write down your name and address. 
 
- write head
- yazma kafası 
- write in code
- şifreli yaz 
- write off
-  {f} mektupla başvur
- write out
- kaleme almak 
- write protect
- yazmayı engelle 
- write protect notch
- yazma engelleme kertiği 
- write protect tab
- yazma engelleme etiketi 
- write protected
-  {f} yazmayı engelle
- write protection
- yazma engelleme 
- write through
- tampon 
- write time
- yazma süresi 
- write a cheque
- (to sb) (birine) çek yazmak 
- write access
- yazma erişimi 
- write down
- Kayda geçirmek 
- write error
- yazma hatası 
- write on
- üzerine yazmak Ben üzerine yazmak için bir şey istiyorum. -I'd like something to write on. 
 
- write rate
- yazma hızı 
- write request
- istek yazmak 
- write ring
- yazma halkası 
- write the date
- tarihi yaz 
- write up
- tamamen yaz 
- write up!
- kadar yazın! 
- write-off
- Tahsil edilmesi imkânsız borç; telafi edilmesi imkânsız mali zarar 
- write (w)
-  (Bilgisayar) yaz w
- write + read
-  (Bilgisayar) yazma + okuma
- write a minute
- tutanak tutmak 
- write a receipt
- makbuz kesmek 
- write a thesis
- tez yazmak 
- write a thesis
- tez yapmak 
- write a thesis
- tez hazırlamak 
- write access
- yazma erişimi yazmak için 
- write address
-  (Bilgisayar) adres yaz
- write all items
-  (Bilgisayar) tüm öğeleri yaz
- write an option
- opsiyon yazmak 
- write back
- cevap yazmak 
- write back
-  (Fiili Deyim ) (bir mektuba) cevap yazmak
- write bytes/sec
-  (Bilgisayar) yazılan bayt/sn
- write class
-  (Bilgisayar) sınıfı yaz
- write classes
-  (Bilgisayar) sınıfları yaz
- write clipboard
-  (Bilgisayar) pano yaz
- write combining
-  (Bilgisayar) yazma birleşme
- write conflict
-  (Bilgisayar) yazma çakışması
- write count
-  (Bilgisayar) yazma sayısı
- write current
- yazma akimi 
- write cycle
-  (Bilgisayar,Teknik) yazma çevrimi
- write cycle
- yazma cevrimi 
- write dac
-  (Bilgisayar) dac yaz
- write dac
-  (Bilgisayar) dac yazma
- write down
- yazmak Ben onu unutmadan önce onun adresini yazmak zorundayım. -I must write down his address before I forget it. 
 Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan. -Please use a pencil to write down your name. 
 
- write down
- yazı ile kötülemek 
- write down
- düşük yazmak 
- write down
- nominal değerini indirmek 
- write down
- (isim)minal değerini indirmek, yazmak, kaydetmek, yazı ile kötülemek, düşük yazmak, nominal değerini düşürmek (mal), not etmek 
- write down the changes
- değişiklikleri kaydetmek 
- write execute
-  (Bilgisayar) yazma yürütme
- write execute
-  (Bilgisayar) yazma ve yürütme
- write file
-  (Bilgisayar) dosyayı yaz
- write in
- ilave yapmak 
- write in
- eklemek Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin. -You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes. 
 
- write in code
- şifreli yazmak 
- write in full
- kısaltmasız yazmak 
- write in full finletters
- kısaltmadan yazmak 
- write instance
-  (Bilgisayar) kopyayı yaz
- write instances
-  (Bilgisayar) örnekleri yaz
- write irps
-  (Bilgisayar) ırp'leri yaz
- write it on my tab
- hesabıma yaz 
- write it on one's tab
- hesaba yazmak 
- write key
-  (Bilgisayar) anahtarı yaz
- write none
-  (Bilgisayar) hiçbirini yazma
- write off
-  (deyim) başarısız saymak a write-off başarısız
- write off
-  (deyim) write someone off (bir hiç) saymak write sth. off 1.(borcu) silmek
- write off
- çizmek 
- write off
-  (Fiili Deyim ) 1- çalakalem yazmak , çırpıştırmak 2- (borcu) silmek 3- iptal etmek
- write off
- iptal etmek 
- write off
-  (deyim) kıymeti sıfıra inmek
- write off a debt
- borç silmek 
- write off a debt
- bir borcu silmek 
- write off debt
- borç silmek 
- write off for
- mektup göndererek (bir şey) istemek 
- write once optical disk
- (WOOD) bir kere yazilir optik disk 
- write once optical disk
-  (Bilgisayar,Teknik) bir kere yazılır optik disk
- write once read many
-  (Askeri) bir defa yaz hep oku
- write oneself out
- yazma gücünü terketmek (yazar) 
- write only
-  (Bilgisayar) salt yazılır
- write out
- doldurmak 
- write out
- tamamını yazmak 
- write out
- tam olarak yazmak 
- write out
- yazmak Sen kompozisyonunun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsin. -You don't have to write out a clean copy of your composition. 
 
- write out
-  (Fiili Deyim ) 1- tamamını yazmak 2- kopyasını yazmak
- write out a check
- çek yazmak 
- write out a prescription
- reçete yazmak 
- write owner
-  (Bilgisayar) sahibini yaz
- write owner
-  (Bilgisayar) sahibi yaz
- write owner
-  (Bilgisayar) yazma sahibi
- write owner
-  (Bilgisayar) yazma iyesi
- write petitions
- arzuhalcilik yapmak 
- write property
-  (Bilgisayar) yazma özelliği
- write protect
- Yazma Korumalı 
- write protect
- yazım koruma 
- write protect notch
- yazmaya karşı koruma çentiği;yazım 
- write protect notch
- Yazmaya Korumalı Çentik 
- write protect tab
- Yazma Korumalı Anahtar 
- write protect tab
- yazmaya karşı koruma anahtarı;yazım 
- write protected
- yazmaya karşı korunmuş Yazma- 
- write s.o. back
-  {k} birinin mektubuna cevap yazıp göndermek, birinin mektubuna cevap yazmak
- write s.o. back
-  {k} birinin mektubuna cevap yazmak
- write s.o. off
- birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek 
- write s.t. down
- bir şeyi yazmak/kaydetmek 
- write s.t. off
- bir şeyin işe yaramaz olduğuna karar 
- write s.t. off
- tic. tahsil edilmesi imkânsız borcu veya telafi edilmesi imkânsız mali zararı defterden silmek 
- write s.t. out
- bir şeyi yazıya dökmek 
- write s.t. up
- notları rapor, kitap v.b. haline sokmak: I'll write up these notes later. Bu notları daha sonra esaslı bir şekle sokarım 
- write s.t. up
- bir fikri 
- write signature
-  (Bilgisayar) imzayı yaz
- write slowly
- yavaş yazmak 
- write something up
- notları rapor 
- write something up
- bir fikri hikaye 
- write something up
- kitap vb haline sokmak 
- write something up
- kitap vb'ne dönüştürmek 
- write the invoice details
- fatura girmek 
- write through
-  (Bilgisayar) içe yaz
- write time
-  (Bilgisayar,Teknik) yazma zamanı
- write to ask
- yazıp sormak 
- write to minute
- tutanağa geçirmek 
- write up
-  (deyim) eleştiri yazmak(yayınlamak amacıyla) a write-up eleştiri
- write up
- ayrıntılı yazmak 
- write up
-  (Fiili Deyim ) 1- şimdiki tarihe kadar yazmak 2- (bir konuyu) ayrıntılarına kadar yazmak 3- yazı ile övmek
- write up
- fazla yazmak 
- write up
-  (deyim) write sth. up
- write up
-  (deyim) bir konuyu ayrıntılarına kadar yazmak
- write up
- hikâyesini yazmak 
- write up
- yazısında övmek 
- write up a thesis
- tez yazmak 
- write up a thesis
- tez yapmak 
- write up a thesis
- tez hazırlamak 
- write warning
-  (Bilgisayar) yazma uyarısı
- write#down
- yaz 
- write#up
- tamamen yaz 
- write+read
-  (Bilgisayar) yaz+oku
- wrote
- write yaz 
- write off
- zarar miktarı 
- writing
- hat Birkaç hata dışında yazınız iyi. -Your writing is good except for a few mistakes. 
 O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı. -Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task. 
 
- wrote
- yaz Jim, mektubu Betty'ye yazdı. -Jim wrote the letter for Betty. 
 Çok az bir gayretle kitabı yazdı. -She wrote the book with very little effort. 
 
- cannot write
-  (Bilgisayar) yazılamadı
- cause to write
- yazdırmak 
- read and write
-  (Bilgisayar) oku ve yaz
- writ
-  (Kanun) adli karar
- writ
-  (Kanun) emir
- writ
- buyruk 
- writ
-  (Kanun) mahkeme ilamı
- writ
- davetiye 
- writ
-  (Ticaret) resmi emir
- write down
- not etmek E-posta adresimi not etmek istiyor musun? -Do you want to write down my e-mail address? 
 
- write down
-  (Ticaret) nominal değerini azaltmak
- write down
- kağıda dökmek 
- write off
- silmek Borcu silmek zorunda kaldık. -We had to write off the debt. 
 
- write off
-  (Ticaret) borcu silmek
- write off
-  (Ticaret) gider yazmak
- write out
- düzenlemek 
- write out
- hepsini yazmak 
- write up
- düzenlemek 
- writing
-  (Bilgisayar) yazıyor O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor. -He has been writing poems since this morning. 
 Bir mektup yazıyorum. -I'm writing a letter. 
 
- writing
- yazarak O yazarak hayatını kazanır. -He earns his living by writing. 
 En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı. -He made a fortune by writing a best selling novel.