vergangen

listen to the pronunciation of vergangen
Немецкий Язык - Турецкий язык
geçmiş

Kriz zamanı geçmişi idealize etmenin manası yok. - Es ist zwecklos, in Zeiten einer Krise die Vergangenheit zu idealisieren.

Herkesi geleceğe götüremezsin, bazıları geçmişte kalmalı. - Du kannst nicht jeden mit in die Zukunft nehmen, manche müssen in der Vergangenheit bleiben.

{fer'genglih} geçici
Английский Язык - Турецкий язык

Определение vergangen в Английский Язык Турецкий язык словарь

past
{i} geçmiş

Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın. - You should try to forget your unhappy past.

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir. - Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.

passed
{f} geç

Gemi Panama Kanalından geçti. - The ship passed through the Panama Canal.

Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem. - I cannot say how much time passed.

elapsed
(Bilgisayar) tamamlanan
elapsed
(Bilgisayar) geçen
passed
(Bilgisayar) geçti

Gemi köprünün altından geçti. - The ship passed under the bridge.

Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem. - I cannot say how much time passed.

passed
geçmiş

Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu. - My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.

Kendimden geçmiş olmalıyım. - I must have passed out.

gone by
geç

Onun ölümünden beri on yıl geçti. - Ten years have gone by since his death.

Babam öldüğünden bu yana 10 yıl geçti. - Ten years have gone by since my father died.

past
-sız
past
bitmiş
past
sona ermiş
past
geçe

Üçü çeyrek geçe gelecek. - She'll come at quarter past three.

Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir. - Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.

died down
aşağı oldu
faded away
uzak soluk
passed
geçen

Tom geçen pazartesi girdiği sınavı geçti. - Tom passed the test he took last Monday.

Babası geçen hafta öldü. - Her father passed away last week.

lapsed
hataya düşmüş
lapsed
x sona er/hataya düş/kay
past
(zarf) geçecek şekilde
past
{e} geçkin
past
{s} eski

Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı. - My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar. - If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.

past
past master mason locasının eski reisi
Немецкий Язык - Английский Язык
faded away
gone by
died down
elapsed
past
waned
lapsed
passed
died away
last
gone away
(längst) vergangen
bygone
sich vergangen
trespassed
wieder vergangen
gone away