There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
Could you move the chair a bit?
- Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
There were enough seats for all of us.
- Hepimize yetecek kadar sandalye vardı.
You're sitting in my seat.
- Benim sandalyemde oturuyorsun.
Tom can't get around without a wheelchair.
- Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
Did you see grandpa's wheelchair?
- Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
Electric chair was invented by a dentist.
- Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi.
Electric chair was invented by a dentist.
- Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi.