Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
 - I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
 - The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
Başkalarının önünde fısıldamak nezaketsizliktir.
 - It's rude to whisper in front of others.
Nezaketsizliğe katlanamam.
 - I can't stand rudeness.
Onun edepsizliği tarafından şaşırdım.
 - I was taken aback by his rudeness.
Sen terbiyesizce sözümü kestiğinde ben bir şey söylemeye çalışıyordum.
 - I was trying to say something when you so rudely interrupted.
Tom'a saygısızlık etmek istemem.
 - I don't want to be rude to Tom.
O kaba, kibirli ve cahil.
 - He's rude, arrogant and ignorant.
Tom sana karşı kaba davranmaktan pişmanlık duyduğunu söylüyor.
 - Tom says he regrets having been rude to you.
Lütfen beni affet. Kabalık etmek istemedim.
 - Please forgive me. I didn't mean to be rude.
Kabalık etmek istemedim.
 - I didn't mean to be rude.
Sen terbiyesizce sözümü kestiğinde ben bir şey söylemeye çalışıyordum.
 - I was trying to say something when you so rudely interrupted.
Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.
 - Dan rudely insulted a police officer.
Till the Devil whispered behind the leaves, It's pretty, but is it Art?.