Ben okuldayken, sürekli dövülürdük. Bugünlerde, birçok okulda bir öğretmenin bir öğrenciye vurması yasadışıdır.
- When I was at school, we were caned regularly. Nowadays, it's illegal in many schools for a teacher to hit a student.
Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?
- Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?
Düzenli olarak yemek zorundasın.
- You have to eat regularly.
Tom annesiyle birlikte düzenli olarak suşi yer.
- Tom regularly eats sushi with his mother.
Devamlı, makaleler yazarım.
- I write articles regularly.
Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- There is no regular boat service to the island.
Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
- Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.
- If I'm to become a regular, I have to work twice as hard as the rest.
Devamlı, makaleler yazarım.
- I write articles regularly.
Bu spor salonunda devamlı müşteriyim.
- I'm a regular at this gym.
Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.
- The American tourist insisted on gelato, for he was too hipstery for regular ice cream.
Bir depo kurşunsuz normal istiyorum.
- I'd like a full tank of regular unleaded.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
- Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- There is no regular boat service to the island.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
- Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- There is no regular boat service to the island.
Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.
- He's a regular at the bars and pubs around here.
Nihayet sürekli formumu yeniden kazandım.
- I have finally regained my regular form.
Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım.
- I'm just a regular office worker.
Esperanto gerçekten düzenli ve kolay bir dildir.
- Esperanto is a truly regular and easy language.
Her zamanki gibi onu fulle. Nakit ödeyeceğim.
- Fill her up with regular. I'll be paying in cash.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
Bu spor salonunda devamlı müşteriyim.
- I'm a regular at this gym.
Bu çevredeki bir restoranda devamlı müşteriyim. Bugün orada öğle yemeği yiyelim.
- I'm a regular at a restaurant in this neighborhood. Let's have lunch there today.
This gentleman was one of the architect's regulars.
Maintaining a high-fibre diet keeps you regular.
The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
- The nurses turned the patient regularly in order to prevent bedsores.
The nurses turned the patient regularly in order to prevent bedsores.
- The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
... songs into your cell phone. Is that something that you do regularly? ...
... You mentioned that regularly scheduled programming has ...