Dieticians are experts in the food industry.
- Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
We regard Dr. Brown as the best heart specialist in the United States.
- Biz Dr. Brown'ı Amerika Birleşik Devletleri'nde en iyi kalp uzmanı olarak görüyoruz.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
- Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
Tom certainly is a poor judge of character.
- Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
- Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
Tom is an authority on jazz.
- Tom, cazda bir uzmandır.
He's an authority in his field.
- O, alanında bir uzmandır.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
Tom is a proficient marksman.
- Tom uzman bir keskin nişancıdır.
You should talk to a specialist.
- Bir uzman doktorla konuşmalısın.
We have to get Tom to a specialist.
- Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
He refused to ask for advice from experts.
- Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
A panel of experts discussed the plan.
- Uzmanlardan oluşan bir kurul planı tartıştı.
Polish specialists work in Africa.
- Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.