Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Patricia turnuvayı organize edecek.
- Patricia will organize the tournament.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
Tom bu örgütün bir üyesidir.
- Tom is a member of this organization.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- WHO stands for World Health Organization.
Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
Organizasyon başarısız oldu.
- The organization failed.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
Hangi organizma sıtmaya neden olur?
- Which organism causes malaria?
Bu tek hücreli bir organizmadır.
- That is a unicellular organism.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Organizasyon başarısız oldu.
- The organization failed.
Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
- Have you heard anything about the organization?
Tom çok tertipli değildi.
- Tom wasn't very organized.
Biz çok tertipli değiliz, değil mi?
- We aren't very organized, are we?
Tom oldukça düzenli, değil mi?
- Tom is quite organized, isn't he?
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is organized, isn't he?
Organik gıda yemek paraya değer mi?
- Is eating organic food worth the money?
Organik gıda yemek maliyetine değer mi?
- Is eating organic food worth what it costs?
Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
- Tom organized his CDs by artist.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
- Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
O, bir yaz rock festivali düzenledi.
- He organized a summer rock festival.
Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
- Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Wearing a motorcycle helmet is optional in Pennsylvania, but that's no reason for Ben Roethlisberger to go out and practise his organ donor technique.
Georgie Fame plays all types of keyboards including electric piano, organ, and Hammond organ.
According to a recent survey by Jupiter Research, 80 percent of Web users get information from organic search results.
Most types of German field divisions include an organic reconnaissance battalion, and the remainder have strong reconnaissance companies.
The organization of the book is as follows.
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
This organization was founded one hundred and eleven years ago.
- Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
The brain is the most complex organ in the body.
- Beyin vücuttaki en karmaşık organdır.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
Tom underwent an organ transplant surgery.
- Tom'a organ nakli ameliyatı yapıldı.
The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
- Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
... - ( "Charge" plays on organ ) - GOT ANY REQUESTS? ...