nedense

listen to the pronunciation of nedense
Турецкий язык - Английский Язык
someway
for some reason

For some reason I couldn't access my e-mail. - Nedense benim e-postama erişemedim.

For some reason, she's really furious with me. - Nedense, o bana gerçekten kızgın.

somehow

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

Somehow it's been a rough day. - Her nedense zor bir gün oldu.

for some reason or other
somehow, someway, for some reason
neden
cause

The accident has caused many deaths. - Kaza çok fazla ölüme neden oldu.

The primary cause of his failure is laziness. - Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.

neden
reason

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be. - Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

neden
why

Why are there no taxis at the station today? - Neden bugün istasyonda taksi yok?

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

neden
{i} ground

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

neden
what for?
neden
motive

The motive for the murder is not yet known. - Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.

Nobody seemed to have a motive for the murder. - Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

her nedense
for some reason

He looks blue for some reason. - O her nedense mavi görünüyor.

Women seem to like him for some reason. - Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

This political problem gave rise to hot discussions. - Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.

Thoughtless speech may give rise to great mischief. - Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.

neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
neden
point

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

Love your enemies, for they point out your mistakes. - Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.

neden
matter

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right? - Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

her nedense
somehow for some reason or other
her nedense
somehow, for some reason, someway
her nedense
somehow

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

Somehow it's been a rough day. - Her nedense zor bir gün oldu.

neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

Why don't we share a room? - Neden bir odayı paylaşmıyoruz?

Why haven't you cleaned your room? - Neden odanı temizlemedin?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

Турецкий язык - Турецкий язык
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla: "Eline sarılmak istedi, o da nedense elini vermekten çekiniyor."- M. Ş. Esendal
neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
her nedense
Sebebi bilinmez
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner