Dört kere beş 20'dir.
- Four times five is 20.
Beş kere beş yirmi beştir.
- Five times five is twenty-five.
Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.
- Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.
Savaş alanında defalarca kefeni yırttı.
- He cheated death many times on the battlefield.
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
- These medicines should be taken three times a day.
Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür.
- Australia is about twenty times larger than Japan.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi.
- In Viking times Greenland was greener than today.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.
- The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.
İyi günleri hatırlayalım.
- Let's remember the good times.
Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.
- He tried several times, but failed.
Bunu birkaç kez denedim.
- I tried that a couple of times.
O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı.
- He has been struck by lightning three times.
Beş çarpı iki ona eşittir.
- Five times two equals ten.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.