We couldn't allow any interruptions.
- Biz herhangi bir kesintiye izin veremedik.
Pardon the interruption.
- Kesintiyi bağışlayın.
The banker's pay cut was temporary, not permanent.
- Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
There's been a power cut.
- Bir elektrik kesintisi vardı.
Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.
- Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.
Her job was eliminated due to budget cutbacks.
- Onun işi bütçe kesintileri yüzünden tasfiye edildi.