Bunca yılın ardından beni hatırlayacak mı, merak ediyorum.
- Ich frage mich, ob sie mich nach all den Jahren wiedererkennen wird.
Yılın son güzel günlerinin keyfini çıkartıyoruz.
- Wir genießen die letzten schönen Tage in diesem Jahr.
O, altmış yaşında ve beş yıldır dul.
- Sie ist sechzig Jahre und seit fünf Jahren verwitwet.
Neredeyse bir yıldır beraberiz.
- Wir sind nun schon fast ein Jahr beisammen.
Üzerinden tam bir sene geçti.
- Darüber verging ein ganzes Jahr.
Geçen sene bir dünya turu yaptım, bu sene yine başka bir yere süreceğim.
- Letztes Jahr habe ich eine Weltreise gemacht, dieses Jahr fahre ich mal woanders hin.
Ben dört yıldır Fransızca öğreniyorum.
- Ich lerne jetzt seit vier Jahren Französisch.
Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?
- Wussten Sie nicht, dass er vor zwei Jahren verstorben ist?
Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Was Ms. Kato your teacher last year?
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
O üç yıldır Japonya'da.
- He has been in Japan for three years.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.
Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.
- Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.
Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
- My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
- We have a lot of snow at this time of the year.
On yıl uzun bir zamandır.
- Ten years is a long time.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
- Boston is just one of the cities I visited last year.
Tom geçen yıl zor günler geçirdi.
- Tom had a rough time last year.
It's quite difficult to master French in 2 or 3 years.
- Es ist ziemlich schwierig, Französisch nach 2, 3 Jahren zu beherrschen.
It would be fun to see how things change over the years.
- Es wäre lustig zu sehen, wie die Dinge sich im Lauf der Jahre ändern.
This problem is akin to the one we had last year.
- Dieses Problem ähnelt dem, das wir vergangenes Jahr hatten.
Did you live in Sasayama last year?
- Haben Sie vergangenes Jahr in Sasayama gelebt?