in the habit of

listen to the pronunciation of in the habit of
Английский Язык - Турецкий язык
alışkanlık olarak
used to
alışkın olmak
used to
öğür
used to
-ardı
used to
alışık olmak
be in the habit of
alışkanlığında olmak
used to
yapardı

Her sabah yürüyüş yapardım. - I used to take a walk every morning.

Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı. - My grandfather used to make furniture for himself.

used to
kullan

O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.

Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum. - I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.

used to
ederdi

O, ondan nefret ederdi. - She used to hate him.

Tom, Boston'dan nefret ederdi. - Tom used to hate Boston.

used to
geçmiş zamanda yapılan
used to
alışık

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim. - I'm not used to making speeches in public.

Askerler tehlikeye alışıktırlar. - Soldiers are used to danger.

used to
alışkın

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

Ne zaman yatmaya alışkınsın? - What time are you used to going to bed?

Английский Язык - Английский Язык
used to
in the habit of

    Расстановка переносов

    in the hab·it of

    Турецкое произношение

    în dhi häbıt ıv

    Произношение

    /ən ᴛʜē ˈhabət əv/ /ɪn ðiː ˈhæbət əv/
Избранное