You shouldn't let him get away with cheating.
 - Yaptığı hileyi yanına kar bırakmamalısın.
I accused him of cheating.
 - Onu hilekarlıkla suçladım.
The trick worked beautifully.
 - Hile çok güzel çalıştı.
Tom knows all the tricks of the trade.
 - Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.
Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
 - Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
Tom was widely accused in the Western media of election fraud.
 - Tom, Batı medyasında yaygın bir biçimde seçim hilesiyle suçlandı.
I accused him of cheating.
 - Onu hilekarlıkla suçladım.
It's difficult to eliminate cheating.
 - Hileyi ortadan kaldırmak zor.
I think Tom is deceitful.
 - Tom'un hilekar olduğunu düşünüyorum.
It is wrong to cheat at cards.
 - Kartlarda hile yapmak yanlıştır.
I really feel it's a red herring.
 - Onun aslında bir hile olduğunu hissediyorum.
When have I ever cheated?
 - Ben ne zaman hile yaptım?
I have no intention of cheating. What's the point?
 - Ben hile yapma niyetim yok. Konu ne?
I've heard Italian is a tricky language.
 - İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.
Tom is a tricky little devil.
 - Tom hilekar bir küçük şeytandır.
I'm teaching myself to juggle.
 - Kendime hile yapmayı öğretiyorum.