We talked about various things.
- Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
- Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
Hans Bethe won the 1967 Nobel Prize in Physics for his work concerning energy production in stars.
- Hans Bethe 1967'de yıldızlarda enerji üretimi hakkındaki işi için fizik nobel ödülünü kazandı.
I have my own opinions concerning politics and religion.
- Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.
Tom overheard Mary talking about him.
- Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
Let's not go over that again.
- Artık onun hakkında konuşmayalım.
Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
I've been out of touch with things for several months now.
- Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
I have some information regarding this.
- Bunun hakkında biraz bilgim var.
I'd like to get information regarding a number of questions.
- Birkaç soru hakkında bilgi almak istiyorum.
He is very secretive in regard to his family life.
- O, aile hayatı hakkında ağzı sıkıdır.
What do you think of the new teacher?
- Yeni öğretmen hakkında ne düşünüyorsunuz?
What do you think of modern art?
- Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
I can't agree with you with regard to the new plan.
- Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.
I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
He was at a loss as to which faculty to choose.
- Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı.
He is very secretive in regard to his family life.
- O, aile hayatı hakkında ağzı sıkıdır.
Tom closed his diary after writing about that day's events.
- Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
Can we talk about this after lunch?
- Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz?
The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.
- Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
No one wanted to talk about it.
- Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.