That life is mysterious, I admit.
- O, yaşamın gizemli olduğunu kabul ediyorum.
Tom likes to be mysterious.
- Tom gizemli olmaktan hoşlanıyor.
I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.
- Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.
There's a secret song hidden on this album.
- Bu albümde saklı gizemli şarkı var.
Perhaps I'm sometimes too secretive.
- Belki bazen fazla gizemliyimdir.
Perhaps I'm sometimes too secretive.
- Belki bazen fazla gizemliyimdir.
You're always very secretive.
- Sen her zaman çok gizemlisin.
I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.
- Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.
Has anybody solved this mystery?
- Bu gizemi çözen biri oldu mu?
Love is mystery and misery indefinitely.
- Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
She was found mysteriously murdered.
- Gizemli bir şekilde öldürülmüş olarak bulundu.
Tom mysteriously vanished in 2013.
- Tom 2013'te gizemli bir şekilde kayboldu.
Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
- Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
What she said was an enigma to me.
- Onun söylediği benim için bir gizemdi.
Tom was always very secretive.
- Tom her zaman çok gizemliydi.
The secret will remain a secret.
- Gizem bir sır olarak kalacak.