Hem Tom'un hem de Mary'nin ellerinde içkileri var.
- Tom und Maria haben beide ein Getränk in der Hand.
Yabancılardan içecek kabul etmeyin.
- Nehmen Sie keine Getränke von Fremden an!
Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
- Habt ihr nichtalkoholische Getränke?
Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
- We have to stop him from drinking any more.
Çok fazla içmek tehlikelidir.
- It is dangerous to drink too much.
Son zamanlarda, o çok fazla içki içiyor.
- Recently, he's been drinking too much.
O içtiğinde farklı bir kişi oluyor, bu yüzden onunla içki içmeyi sevmiyorum.
- He's a different person when he's drunk, so I don't like to drink with him.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
Şampanya alkollü bir içkidir.
- Champagne is an alcoholic beverage.
Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
- The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
En sevdiğiniz alkolsüz içecek nedir?
- What's your favorite non-alcoholic beverage?
The entrée includes a beverage.
- Der Eintrittspreis beinhaltet ein Getränk.
Milk is a common beverage.
- Milch ist ein übliches Getränk.