Tom daha sonra parkta karşılaştığı kadının Mary olduğunu anladı.
- Tom found out later that the woman he met in the park was Mary.
Tom Mary'yi aradı ve onun gelmeyi planlamadığını anladı.
- Tom called Mary and found out she wasn't planning on coming.
Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş!
- I cannot grill this meat. It has gone bad!
İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.
- Arriving at the station, I found my train gone.
O, paraya gitmiş gözüyle baktı.
- He regarded the money as gone.
Tüm kitaplarım kayıp.
- All my books are gone.
Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.
- I awoke to find my suitcase gone.
Tom sadece on beş dakika kendinden geçmişti.
- Tom was only gone for fifteen minutes.
Bisikletimi kaybolmuş buldum.
- I found my bicycle gone.
Tom'un gerçekten ölmüş olacağına inanamıyorum.
- I can't believe Tom is really gone.
Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı.
- They would have been killed if the car had gone over the cliff.