görün

listen to the pronunciation of görün
Турецкий язык - Английский Язык
appear

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

She failed to appear. - Görünen o ki kız başarısız oldu.

seem

It seems interesting to me. - O bana ilginç görünüyor.

It seems to me that you are wrong. - Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.

{f} seeming

The world is a place of seemingly infinite complexity. - Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.

Seemingly impossible things sometimes happen. - Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.

seem to be

You seem to be a little under the weather. - Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.

He does not seem to be very tired. - O, çok yorgun görünmüyor.

{f} emerging
loom
gör
saw

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop. - Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.

gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

Seeing that she was not excited at the news, she must have known it. - O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.

I remember seeing you all somewhere. - Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.

gör
see

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

I'm happy to see you. - Seni gördüğüme mutluyum.

gör
{f} seen

I had never seen a panda until I went to China. - Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

I turned off the TV because I had seen the movie before. - Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.

gör
{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

He fell in love with her at first sight. - İlk görüşte ona âşık oldu.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение görün в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
Шведский Язык - Турецкий язык

Определение görün в Шведский Язык Турецкий язык словарь

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan