Ben seni gördüğüm andan itibaren seviyorum.
 - I've loved you from the moment I saw you.
Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.
 - Please come again two weeks from today.
Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
 - Winds from the sea are humid.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
 - From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
 - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
 - Tom was right from the beginning.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
 - She knew it from the start.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
 - There came a man who was sent from God; his name was John.
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
 - The people look like trash from here.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
 - I think we should get away from here for a few days.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
 - My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
 - Black Americans continued to suffer from racism.
Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
 - We took shelter from the rain under a tree.
10 dan 6 çıkarsa ne kalır?
 - What is 6 subtracted from 10?
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
 - Dan needed money and sought financial relief from his father.
Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.
 - Tom has been working as a translator ever since he graduated from college.
Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.
 - I haven't seen Rick since he returned from New Zealand.
Böyle sorunlar dikkatsizlikten kaynaklanır.
 - Such trouble stems from carelessness.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
 - Your headache comes from overwork.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
 - In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
 - I had a call from her for the first time in a long time.
O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.
 - He was absent from school because he was sick.
Her yıl otomobil kazaları nedeniyle kaç tane insan ölüyor?
 - How many people die from automobile accidents each year?
Fransızcayı kimden öğrendin?
 - Who did you learn French from?
Bu çiçekleri kimden aldın?
 - Who did you get these flowers from?
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
 - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.
 - I live an hour away from work.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
 - I got these old coins from her.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
 - Modern cars differ from the early ones in many ways.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
 - She was disqualified from the race for two false starts.
Onun yüzünden ter damlıyor.
 - Sweat is dripping from his face.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
The post office is not too far from here.
 - The post office isn't too far from here.
I have just returned from the post office.
 - I've just returned from the post office.