Çayına süt koydu ve onu karıştırdı.
- He put milk into his tea and stirred it.
Tom çorbayı karıştırdı.
- Tom stirred the soup.
Sen benim ilgimi uyandırdın.
- You've aroused my interest.
Bir gürültü beni uykumdan uyandırdı.
- A noise aroused me from my sleep.
Bir gürültü beni uykumdan uyandırdı.
- A noise aroused me from my sleep.
Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
- His story aroused my suspicion.