elbet

listen to the pronunciation of elbet
Турецкий язык - Английский Язык
sure

I'll sure be glad to get out of here. - Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım.

We don't know that for sure. - Onu elbette bilmiyoruz.

certainly

Certainly, my knowledge of French is limited. - Elbette, Fransızca bilgim sınırlıdır.

Certainly he is independent of him. - Elbette o ondan bağımsızdır.

certainly, decidedly, surely
surely

Surely you don't really believe that, do you? - Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?

Surely you don't believe that. - Elbette ona inanmıyorsun.

of course

I will help you, of course. - Sana yardım edeceğim, elbette.

She can speak English, of course. - O, İngilizce konuşabilir, elbette.

Турецкий язык - Турецкий язык
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
Kuşkusuz
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
elbette