elbet

listen to the pronunciation of elbet
Турецкий язык - Английский Язык
sure

Tom sure can play tennis. - Tom elbette tenis oynayabilir.

I'll sure be glad to get out of here. - Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım.

certainly

I will certainly need a car. - Elbette bir arabaya ihtiyacım olacak.

Certainly he is independent of him. - Elbette o ondan bağımsızdır.

certainly, decidedly, surely
surely

Surely, you can't mean that. - Elbette, onu yapamazsınız.

Surely you don't really believe that, do you? - Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?

of course

Of course she can speak English. - Elbette o İngilizce konuşabilir.

I will help you, of course. - Sana yardım edeceğim, elbette.

Турецкий язык - Турецкий язык
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
Kuşkusuz
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
elbette