Tom has some emotional problems.
- Tom'un birkaç duygusal problemi var.
They are more emotional than we.
- Onlar bizden daha duygusallar.
Tom couldn't help but feel sentimental.
- Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
Don't be so sentimental.
- Bu kadar duygusal olmayın.
Tom told me Mary was emotionally unstable.
- Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.