The room started to spin after I drank too much.
 - Ben çok içtikten sonra oda dönmeye başladı.
What would happen if the earth stopped spinning?
 - Dünya dönmeyi durdursaydı ne olurdu?
Conversion to the metric system was opposed by tool manufacturers.
 - Metrik sisteme dönmeye üreticileri tarafından karşı çıkıldı.
Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
 - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
I order you to turn right.
 - Sana sağa dönmeni emrediyorum
Sami's world stopped turning.
 - Sami'nin dünyası dönmeyi durdurdu.
He turned to the right instead of turning to the left.
 - O, sola dönme yerine sağa döndü.
What I like best is going on Ferris wheels.
 - Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
Who were you with on the Ferris wheel?
 - Dönme dolapta kimle birlikteydin?
She loved fat men, so she decided to convert to Buddhism.
 - O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.
If I remember correctly, I think we have to turn left at the next corner.
 - Eğer doğru hatırlıyorsam, sanırım bir sonraki köşede sola dönmek zorundayız.
We're going to have to turn back.
 - Geri dönmek zorunda kalacağız.
I must return home within a week.
 - Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
In order to return to our era, what should we do?
 - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
It's too late to turn back now.
 - Şimdi geri dönmek için çok geç.
We have to turn back.
 - Geri dönmek zorundayız.
We'll have to come back.
 - Geri dönmek zorunda kalacağız.
You may go out only if you come back soon.
 - Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
Who were you with on the Ferris wheel?
 - Dönme dolapta kimle birlikteydin?
The Ferris wheel is my favorite.
 - Dönme dolap benim favorimdir.
Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
 - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
I order you to turn right.
 - Sana sağa dönmeni emrediyorum
Tom had to go back to Boston.
 - Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.
Do you think I'm too old to go back to school?
 - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
 - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom has to get back to work.
 - Tom işe geri dönmek zorunda.
Dave never returned to school again.
 - Dave asla tekrar okula geri dönmedi.
In order to return to our era, what should we do?
 - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
 - İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
 - Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
Who were you with on the Ferris wheel?
 - Dönme dolapta kimle birlikteydin?
Do you know who invented the Ferris wheel?
 - Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
I saw his car veering to the right.
 - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
 - Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
Tom isn't going to back down.
 - Tom sözünden dönmeyecek.
I saw his car veering to the right.
 - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
The Earth is rotating from West to East.
 - Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.
There is a rotating restaurant at the top of this tower.
 - Bu kulenin tepesinde döner restoran var.
In order to return to our era, what should we do?
 - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
 - Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
After a long absence, he returned home.
 - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
 - Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
He left the Mexican capital to return to Texas.
 - O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
In order to return to our era, what should we do?
 - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
I think I have to go back on a diet after Christmas.
 - Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
If you don't want to come back, I'll understand.
 - Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
Do you want to come back to my office?
 - Ofisime geri dönmek istiyor musun?
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
 - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
 - Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
Snow began whirling through the street.
 - Kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.
There was a storm, and snow began whirling through the street.
 - Bir fırtına vardı ve kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.