Определение create в Английский Язык Турецкий язык словарь
- {f} meydana getirmek
- yaratmak
Bir kadın iyi bir koca yaratmak için bir dahi olmalı.
- A woman must be a genius to create a good husband.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
- {f} oluşturmak
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Karlo, anlamak ve oluşturmak yeteneğine sahiptir.
- Karlo has the ability to understand and create.
- vücut vermek
- peyda etmek
- (Osmanlıca) ihdas
- ortaya çıkarmak
- (Bilgisayar) yaratma
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
- (Havacılık) e yol açmak
- meydana koymak
- var etmek
- türetmek
- (Bilgisayar) oluştur
Ben bir örnek oluşturursam, onu benim için düzeltir misin?
- If I create an example, will you correct it for me?
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
- The famous author created another best-selling book.
- düşmek
- yol açmak
- -e yol açmak
- yarat
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- atamak
- neden olmak
- {f} yapmak
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
- tayin etınek
- mızmızlan/ata/yarat
- tertip etmek
- {f} yetki vermek
- oluşturulmak
- create a
- (Bilgisayar) oluştur
- create a file
- dosya oluşturmak
- create a new
- (Bilgisayar) aşağıdakini oluştur
- create a stir
- sansasyon yaratmak
- create account
- (Bilgisayar) hesap oluşturma
- create accounts
- (Bilgisayar) hesap oluştur
- create control
- (Bilgisayar) denetim oluştur
- create custom
- (Bilgisayar) özel oluştur
- create database
- (Bilgisayar) veritabanı yarat
- create date
- (Bilgisayar) oluşturma tarihi
- create default
- (Bilgisayar) varsayılan yarat
- create desktop
- (Bilgisayar) masaüstü oluştur
- create disk
- (Bilgisayar) disketi yarat
- create filter
- (Bilgisayar) süzgeç oluştur
- create folder
- (Bilgisayar) klasör oluştur
- create folder
- (Bilgisayar) klasör yarat
- create group
- (Bilgisayar) grup oluştur
- create image
- (Bilgisayar) resim oluştur
- create in
- (Bilgisayar) oluşturulacak yer
- create in
- (Bilgisayar) oluşturma yeri
- create instance
- (Bilgisayar) örnek oluştur
- create link
- (Bilgisayar) bağ oluştur
- create mail
- (Bilgisayar) posta oluştur
- create menu
- (Bilgisayar) menü oluştur
- create names
- (Bilgisayar) ad yarat
- create names
- (Bilgisayar) ad oluştur
- create new
- (Bilgisayar) yeni oluştur
- create new
- (Bilgisayar) yeni yarat
- create page
- (Bilgisayar) oluşturma sayfası
- create quite a stir among
- ortamı germek
- create room
- (Bilgisayar) oda oluştur
- create share
- (Bilgisayar) paylaşım oluştur
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol oluşturmak
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol yarat
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol oluştur
- create user
- (Bilgisayar) kullanıcı oluştur
- create value
- değer yaratmak
- create view
- (Bilgisayar) görünüm oluştur
- create a stink
- kıyameti koparmak
- create a vacuum
- vakum yarat
- create again
- yeniden yarat
- create by mixing
- karıştırarak yap
- create by quilting
- yorgan yap
- create from raw material
- ham maddeden üret
- create from raw stuff
- ham maddeden üret
- create jobs
- istihdam olanağı oluşturmak
- create mentally
- zihinde yarat
- create with words
- kelimelerle yarat
- create a racket
- raket oluşturma
- create an impression
- Bir etki yaratmak
- create an impression
- Bir izlenim bırakmak; bir etki bırakmak
- create bloody murder, hell
- gürültü koparmak, ortalığı velveleye vermek
- create jobs
- iş yaratmak
- create new
- yaratmak yeni
- create password
- şifre oluşturmak
- create a brand
- marka yaratmak
- create a change
- değişiklik yaratmak
- create a copy
- (Bilgisayar) kopya yarat
- create a copy
- (Bilgisayar) kopya oluştur
- create a disturbance
- karışıklık çıkarmak
- create a furor
- sansasyon yaratmak
- create a furore
- sansasyon yaratmak
- create a garden
- bahçe kurmak
- create a job
- (Bilgisayar) iş oluştur
- create a line
- (Bilgisayar) çizgi oluşturur
- create a link
- (Bilgisayar) bağlantı yarat
- create a market
- pazar oluşturmak
- create a market
- (Ticaret) pazar yaratmak
- create a need
- ihtiyaç oluşturmak
- create a plan
- (Bilgisayar) plan oluştur
- create a problem
- problem olmak
- create a rift
- ara bozmak
- create a rift
- aralarını açmak
- create a scandal
- olay çıkarmak
- create a scene
- (deyim) rezalet çıkarmak
- create a stir
- heyecan uyandırmak
- create a stir
- heyecan yaratmak
- create a style
- tarz yaratmak
- create a subweb
- (Bilgisayar) alt web oluştur
- create a subweb
- (Bilgisayar) alt web oluşturma
- create a tension
- gerginlik yaratmak
- create a vacuum
- vakum yaratmak
- create again
- yeniden yaratmak
- create an index
- (Bilgisayar) bir dizin yarat
- create an index
- (Bilgisayar) dizin oluştur
- create an opportunity
- fırsat yaratmak
- create anxiety
- kaygı yaratmak
- create anxiety
- kaygı uyandırmak
- create autotext
- (Bilgisayar) otomatik metin oluştur
- create autotext
- (Bilgisayar) otomatik metin yarat
- create balance
- denge yaratmak
- create button
- (Bilgisayar) düğme yarat
- create certsvc
- (Bilgisayar) certsvc oluştur
- create children
- (Bilgisayar) alt öğe oluştur
- create clips
- (Bilgisayar) klip oluştur
- create conflict
- zıtlık yaratmak
- create copy
- (Bilgisayar) kopya oluştur
- create dfs
- (Bilgisayar) dfs oluştur
- create directory
- dizin yarat
- create disorder
- karmakarışık etmek
- create empty
- (Bilgisayar) boş yarat
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf yarat
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf oluştur
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf yaratmayı
- create error
- (Bilgisayar) hata oluştur
- create files
- (Bilgisayar) dosya oluştur
- create form in
- (Bilgisayar) formun yaratılacağı yer
- create freeform
- (Bilgisayar) serbest form oluştur
- create fund
- fon yaratmak
- create irps
- (Bilgisayar) ırp'leri oluştur
- create item of type
- (Bilgisayar) yaratılacak öğenin türü
- create items
- (Bilgisayar) öğe oluştur
- create mentally
- zihinde yaratmak
- create mirror
- (Bilgisayar) yansı oluştur
- create names in
- (Bilgisayar) ad oluşturma yeri
- create names in
- (Bilgisayar) adın yaratılacağı yer
- create need
- ihtiyaç doğurmak
- create new key
- (Bilgisayar) yeni anahtar oluştur
- create new page
- (Bilgisayar) yeni sayfa oluştur
- create new site
- (Bilgisayar) yeni site oluştur
- create new task
- (Bilgisayar) yeni görev oluştur
- create new web
- (Bilgisayar) yeni web oluştur
- create new web
- (Bilgisayar) yeni web sayfası oluştur
- create now
- (Bilgisayar) şimdi oluştur
- create object
- (Bilgisayar) nesne oluştur
- create object
- (Bilgisayar) oluştur nesne
- create only
- (Bilgisayar) sadece oluştur
- create opportunity
- imkan yaratmak
- create out of nothing
- yoktan var etmek
- create out of nothing
- yoktan yaratmak
- create paused
- (Bilgisayar) yaratma duraklatıldı
- create process
- (Bilgisayar) işlem oluştur
- create query
- (Bilgisayar) sorgu oluştur
- create queue
- (Bilgisayar) sıra oluştur
- create queue
- (Bilgisayar) kuyruk yarat
- create request
- (Bilgisayar) istek oluştur
- create role
- (Bilgisayar) rol oluştur
- create scope
- (Bilgisayar) kapsam oluştur
- create sub keys
- (Bilgisayar) alt anahtar oluştur
- create subkey
- (Bilgisayar) alt anahtar oluştur
- create tension
- gerginlik yaratmak
- create text
- (Bilgisayar) metin oluştur
- create thread
- (Bilgisayar) iş parçacığı oluştur
- create trouble
- fitne sokmak
- create two
- (Bilgisayar) yansıtılmış kılavuzlu
- create url
- (Bilgisayar) url oluştur
- create/format
- (Bilgisayar) oluştur/biçimlendir
- could not create file!
- (Bilgisayar) dosya yaratılamadı!
- created
- (Bilgisayar) oluşturulma
- created
- yaratılan
- created
- (Bilgisayar) oluşturan
- created
- (Bilgisayar) yaratılma
Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.
- Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed.
Bütün insanlar eşit yaratılmaz.
- Not all men are created equal.
- created
- (Bilgisayar) oluşturuldu
Tatoeba sitesi Japon bir adam tarafından mı oluşturuldu?
- Was the Tatoeba site created by a Japanese guy?
Bu oyun Birlik motorunu kullanarak oluşturuldu.
- This game was created using the Unity engine.
- created
- (Bilgisayar) yaratma
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
- created
- (Bilgisayar) yaratıldı
Tom tüm insanların eşit yaratıldığına inanıyor.
- Tom believes that all men are created equal.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
- created
- (Bilgisayar) oluşturma
- created
- (Bilgisayar) oluşturma tarihi
- created
- (Bilgisayar) yaratma tarihi
- created
- yaratılmış
İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.
- People were created to be loved, things were created to be used. The world is in chaos, because everything is opposite.
Pidginler kölelik nedeniyle yaratılmıştır.
- Pidgins were created because of slavery.
- created
- (Bilgisayar) oluşturulma tarihi
- event create
- (Bilgisayar) olay oluşturma
- created
- {f} yarat
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
- creating
- {f} yarat
Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
- We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
Moskova’da kendi elleriyle bir mucize yaratan genç bir Kırgız kadın, Dağıstanlıları şaşırttı.
- A young Kyrgyz woman, creating a miracle with her own hands in Moscow, amazed the Dagestanis.
- creates
- yaratmalar
- creates
- yaratır
- creating
- yaratma
O bir suçun öyküsünü yaratmada iyidir.
- She's good at creating the narrative of a crime.
Din hala kullanımda olan çeşitli takvimleri yaratmada çok önemli bir rol oynamıştır.
- Religion played a very important role in creating the various calendars still in use.
- raise/make/create a stink
- kıyameti koparmak
- to create ambiance
- ortam yaratmak
- always create backup
- (Bilgisayar) her zaman yedekle
- always create backup copy
- (Bilgisayar) her zaman yedekle
- cause/create a stir
- herkesin ilgisini çekmek
- re create
- yenilemek
- re create
- yeniden yaratmak